Gündem
Göksel Arsoy’un oğlu sürat teknesi ile denizde yüzen vatandaşa çarpıp kaçtı

İddialara göre Bitez Adaboğazı Mevkii Akvaryum Koyu’nda meydana gelen olayda kıyıdan 15 metra kadar açıkta yüzmekte olan Gülseren Ayazoğlu’na Yeşilçam’ın unutulmaz jönlerinden Göksel Arsoy’un oğlu Gökhan Arsoy’un kullandığı 8 metrelik ‘Cigarettes’ isimli sürat teknesi ile üzerinden geçmesi sonrası kazanın meydana geldiği öğrenildi. Gökhan Arsoy’un sürat teknesi ile çarpması sonucu yaralanan Gülseren Ayazoğlu Bodrum Deniz Kurtarma Derneği’ne ait ‘Yaşam Ambulans teknesi’ ile hastaneye kaldırıldı
ADLİ KONTROL ŞARTI İLE SERBEST BIRAKILDI
Bodrum Deniz Kurtarma Derneği’ne ait ‘Yaşam Ambulans teknesi’ ile ilçede bulunan özel bir hastaneye kaldırılan Gülseren Ayazoğlu burada ameliyata alındı. Yapılan ameliyat sonrasında Gülseren Ayazoğlu’nun geçirdiği ameliyat sonrası sağlığına kavuşup kavuşmayacağı ileri ki süreç içinde belli olacak
Kullandığı sürat teknesi ile Ayvazoğlu’na çarptıktan sonra kaçtığı öne sürülen Göksel Arsoy’un oğlu Gökhan Arsoy, Sahil Güvenlik Ekipleri tarafından kısa bir süre sonra yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği adliyede Gökhan Arsoy’un adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığı öğrenildi.
SÜRAT TEKNESİNİ ÇOK SÜRATLİ KULLANIYORDU
Yaşanan olayların görgü tanığı olan Halit Mengi ise yaptığı açıklamada “Gülseren Ayvazoğlu’yla beraber teknesiyle denize açılmak için Akvaryum Koyu’na gittik. Akşam saatlerinde Gülseren Ayvazoğlu denize girdi. Kısa bir süre sonra sürat teknesi çok hızlı bir şekilde alana geldi. Ben ilk önce Gülseren’e bizim bulunduğumu teknenin dalgasının çarptığını sandık. Meğerse Gökhan Arsoy kullandığı sürat teknesi ile Gülseren hanımın üzerinden geçmiş. Gülseren hanıma çarpan sürat teknesi hiç durmadan olay yerinden ayrıldı. Arkadaşımızın yaralandığını görünce hemen 112 Acil Yardım Hattını aradık. Hemen görevli bir ekip geldi ve ilk müdahaleyi yaparken Sahil Güvenlik ekibi geldi ve onların ambulans teknesi ile Gülseren’i hastaneye kaldırdık. Şayet onlar gelmese Gülseren Ayvazoğlu kan kaybından ölebilirdi. Hastaneye götürdüğümüzde neredeyse ayakları kopmak üzere idi. 4 saat süren bir ameliyat geçirdi. Bize doktorların ilk söylediği şey en az 4 ay ayakları üzerine basamayacakmış. Daha sonrasında yürüyüp yürüyemeyeceği belli olacakmış” dedi.