Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonları (Türk-İş) ile hükümet arasında yaklaşık 200 bin kamu işçisinin 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi üzerinde anlaşmışlar ve basına yapılan ortak açıklama için Türk- İş Başkanı Ergün Atalay ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt basın mensupları karşısında oldukları esnada mikrofonun açık kaldığı esnada Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt’e “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle” demiş ve bu sözler salonda bulunan herkesin duyması sonucu %15 zam talebiyle oturan fakat yüzde 8 + yüzde 4’lük teklifi kabul eden Türk İş’in başkanı Atalay’ın sözlerine sosyal medya yoğun bir tepki gelmişti.
Bu tepkilerin ardından ilk kez bir basın toplantısı düzenleyen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay Sakarya’nın Adapazarı ilçesi Demiryol –İş Sendikasında yaptığı açıklamada “ Kamu işçilerine verilen zammı sayın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt’ün açıklaması lazımdı. Bakanımız Zehra Zümrüt açıklamasını yaptıktan sonra bana dönerek “Bir şey söyleyecek misin?” diye sordu. Bende bakanımıza “Benim söyleyeceğim bir şey olmadığını ve ne söyleyeyim de ortalığı karıştıracağım” dedim. Ama bu söylediğim çok farklı yerlere çekildi” dedi. Türk –İş Genel Başkanı Atalay “ Sözleşme mükemmel olmadı ama ekonomik şartlar da bu rakamlara bağlamaktan başka çaremiz yoktu. Bugüne kadar toplu sözleşmenin “s”sini konuşmayanlar, işçi haklarını korumayanların hepsi bugün bizim üzerimizden siyaset yapıyorlar. Ben kimseden gizli kapaklı iş yapmadım. 17 kişi toplu sözleşmeye imza atmışken ben kimseden bir şey saklamadım ki. Belli siyasi kişiler ve çevreler Twitter üzerinden attıkları tweetlerle ülkeyi karıştırdıklarını “Asıl işçileri ve ülkeyi satanlar bu kişilerdir. İnsanlara hakaret edenler de bu alçaklardır. Burada herkesin huzurunda bir kez daha tekrarlıyorum. Ben ne ülkemi ne işçilerimi satmadım. Asıl ülkesini, işçisini satanlar ve bana bu iftirayı atanlar alçağın ta kendisidir” dedi.
Bir daha söylüyorum; ülkeyi satan, işçiyi satan, bir de iftira atanlar, alçağın ta kendisidir. Bugüne kadar ne ülkemi ne mazlumu ne de işçiyi sattım. Allah şahidimdir. Ben bunları hak etmiyorum, ailem hak etmiyor ama maalesef böyle bir ülke…
Atalay, sözleşmenin mükemmel olmadığını ama bu şartlarda bağlanmaktan başka çare bulunmadığını, bugüne kadar sözleşmenin “s”sini konuşmayanların ve işçilerin haklarından bahsetmeyenlerin, bugün sözleşmeden bahsettiğini anlatarak, kimsenin kendileri üzerinden siyaset yapmaması gerektiğini vurguladı.
